Bakanlık olarak
etkin ve kararlı bir
politika izlediklerini kaydeden
Kültür ve
Turizm Bakanı Ömer Çelik, "Her bir avuç toprağından
dünya tarihinin hemen her evresine tanıklık etmiş sayısız eser çıkan Anadolu, bir parçasını daha geri kazandı" dedi.
Yasadışı yollarla yurt dışına çıkarılan ülkemiz kökenli
kültür varlıklarından birine bu kez
internet satışı sırasında ulaşıldı.
Kültür ve
Turizm Bakanlığı,
internet üzerindeki en büyük
alışveriş sitelerinden birinde Türkiye kökenli olduğu anlaşılan Yortan kabının satışa sunulduğunu belirlenir belirlenmez harekete geçti.
M.Ö. III. bin yıla tarihlenen Yortan kabının iadesi için Bakanlığın girişimleriyle başlatılan gerekli işlemler tamamladı. Şimdi bir tarihi eser daha ilk kez bu yolla eve döndü.
Her fırsatta Anadolu topraklarında yaşamış medeniyetlerin
kültür mirasına sahip çıkmanın öncelikli
kültür politikası olduğunu vurgulayan
Kültür ve
Turizm Bakanı Ömer Çelik, bu yöndeki çalışmalarının çok yönlü olarak devam edeceğini aktardı. Bakan Çelik, "Türkiye kökenli
kültür varlıklarının tespiti ve iadesine yönelik Bakanlık olarak
etkin ve kararlı bir
politika izliyoruz. Bu konudaki çalışmalarımızın engel ve sınır tanımadığına en iyi örnek bu son yaşadığımız gelişmedir. Bakanlığım
internet üzerinden satış yapan uluslararası bir şirketten M.Ö. III bin yıla tarihlenen bir eser iadesi gerçekleştirdi. Bu bir ilktir.
Bu son yaşadığımız, bu konunun -yurt dışına çıkarılan eserlerin satışı ve takibi, tespiti- hangi boyutlara ulaştığına çok çarpıcı bir örnek. Günümüzde artık hemen herkesin bildiği, bazı ürünlerin alımı için kullandığı bir uluslararası satış sitesinde,
dünya mirasına önemli bir kaynak oluşturan, kadim medeniyetlere yurt olmuş Anadolu'dan bir
kültür varlığına ulaşmak gerçekten her boyutu ile dikkat çekicidir.
Bir
internet sitesinde ülkemiz kökenli olduğu anlaşılan bir eserin satışa sunulduğunu tespit etmemizin ardından ilgili tüm birimlerimiz harekete geçti.
Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi uzmanları, eserin Batı Anadolu bölgesinde görülen ve arkeoloji literatüründe 'Yortan
tipi kaplar' olarak adlandırılan eserlere benzediğini ve özellikle Truva, Semahöyük, Beycesultan, Afyon-Kusura, Aphrodisias gibi merkezlerde M.Ö. III bin yıla tarihlenen arkeolojik tabakalarda benzer tiplerin olduğunu belirledi.
Eserin ülkemize iadesi için Dışişleri Bakanlığımız ve e-bay şirketi ile irtibata geçildi. Önce, eseri satışa sunan firma ile görüşüldüğü, iade talebimizin olumlu karşılandığı ve geçen hafta içinde de eserin Melburn Başkonsolosluğumuzca teslim alındığı haberi geldi.
Kısa bir süre önce eser Dışişleri Bakanlığı yetkililerince ülkemize getirildi ve uzmanlarımız tarafından teslim alınarak Anadolu Medeniyetleri Müzesine getirildi. Böylece her bir avuç toprağından
dünya tarihinin hemen her evresine tanıklık etmiş sayısız eser çıkan Anadolu, bir parçasını daha geri kazanmış oldu.
Tabii bu anlattıklarımız bizi hep bildiğimiz ama her
zaman dikkati çekmemiz gereken bir konuya daha getiriyor:
Sosyal sorumluluk Bir vatandaşın günümüz imkanlarıyla
internet ya da herhangi başka bir vesileyle böylesi bir durumla karşılaşması olası. İşte bu noktada yalnızca Bakanlığa, yalnızca uzmanlara ya da bu işi
meslek ya da görev edinmiş kişilerin ellerinde değil tarihimiz. Bu noktada hepimizin elinde" dedi.
Vatandaşlara duyarlı olmaları konusunda çağrıda bulunan Bakan Çelik, şöyle devam etti:
"Bu vesileyle bir kez daha vatandaşlarımıza sesleniyorum: Böylesi dikkatinizi çeken, merak uyandıran veya aklınızda soru işareti bırakan durumlarla karşılaşırsanız, lütfen elinizdeki bilgilerle, belgelerle bize ulaşın. Lütfen yurt dışına kaçırılan tarihi eserlerimiz konusunda duyarlı olalım.
Biz sizden gelecek ihbarı değerlendirip bu toprakların olanı bu topraklara yeniden kazandırmak için var gücümüzle çalışırız.
Bugüne dek yürütülen çalışmalar kapsamında Osmanlı mezar taşları ve steller gibi müzayede firmalarından da
olmak üzere son on yılda 4 bin 158
kültür varlığımızın iadesini sağlayarak ait oldukları topraklara dönmesini başardık.
Tarihi eserlerin iadesi konusunda uzman isimlerden oluşan yetkin bir ekibimiz titiz bir çalışma sergiliyor. Tabii hep belirttiğim gibi diplomatik ve akademik, hatta uluslararası güvenlik birimleriyle koordineli şekilde yürütüyoruz çalışmalarımızı. Bu kararlı ve profesyonel çalışmaların meyvelerini de bir bir topluyoruz."