Bunu ne kadar çok istesek de gelişen
teknoloji ve sanayileşmeyle doğadaki kaynakların korunması bir o kadar zorlaşıyor. Ancak aynı anda bu konudaki bilinç artıyor ve önlemler alınması için çalışmalar yapılıyor. Aslında sürdürülebilirlik kavramı 1700’lere kadar dayanan bir kavram. Alman
orman mühendisi Carlowitz daha o zamandan kesilen ağaçların yerine yenilerinin dikilmesi gerektiğini savunmuş, günümüzde ise onun geliştirdiği bu kavram içine küresel ısınmayı da alarak daha kapsamlı hale gelmiştir.
Sürdürülebilirlik, doğadaki kaynakları kullandıktan sonra yerine yenilerini koymak anlamına gelmektedir. Eğer bir su şişesi kullandıysanız sürdürülebilir geleceğimiz için o şişeyi geri dönüştürmeniz gerekiyor. Bu çok basit bir örnek, aslında genel olarak sürdürülebilirliği sağlamak için yapılması gerekenler çok kolay. Kullanmadığınız elektronik aletleri kapatmak, ampulleri gereksiz yakmamak gibi. Ülkemizde biraz zor olsa da
otomobil yerine
bisiklet kullanmak da yapılması gerekenler arasında.
Toplu taşıma kullanmak da bunlardan birisi.
Tabi ki ülkemizde de bu yönde adımlar atılıyor. Şirketler yaşanabilir bir gelecek bırakmak adına elinden geleni yapıyor. Türkiye’de bu alanda öncü olarak ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi’ni kuran ilk Türk bankası olan Halkbank da yer alıyor.
Sürdürülebilirlik alanında daha çok bilgi için:
http://www.kulturveyasam....de-ile-surdurulebilirlik/ 
