Osmanlı’dan günümüze şiirin yolculuğunu kendine has üslubuyla dile getiren Pala, divan edebiyatının seçkin örneklerini dile getirdi.
Ünlü Yazar Prof. Dr. İskender Pala, Başakşehir’de düzenlenen söyleşide okuyucularıyla biraraya geldi. Başakşehir Belediyesi tarafından düzenlenen ve ilçe sakinlerinin yoğun ilgi gösterdiği söyleşiye Başakşehir Belediyesi Başkan Yardımcısı Haluk Dikbaş,
Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Basri Akdemir katıldı.
“SÖZ DEDİĞİMİZ ŞEY SIFIR NUMARA GÖZLÜK GİBİDİR”
Başakşehir M. Emin Saraç
Kültür Merkezi’nde düzenlenen söyleşide Prof. Dr. İskender Pala, söz’ün alt ve üst açılımlarını anlattı. Pala, “İncil’in ikinci bölümü, ‘önce söz vardı’ kelimesi ile başlar. Aslında ikinci bölüm ‘önce kelam vardı’ olarak çevrilmelidir, doğrusu da budur. Söz dediğimiz şey sıfır numara
gözlük gibidir. İçerisinde
sanat ve
edebiyat yoktur. Söz’ün alt ve üst dereceleri vardır. Söz’ün bir üst derecesi atasözüdür. Herhangi bir sözden daha farklıdır. Atalar söylediği içinde yaşaması daha kolaydır ve bizi medeniyet haline getirir. Toplum hayatını düzenleyen sözlerdir. Söz’ü bir derece daha yükselten ise şiirdir. Şiir içinde
sanat olan, kafiye olan söz biçimidir. Atalarımız şiirle konuşur, şiirle yazarlardı. Bize şiir biçiminde
tarih anlatılırdı. Yabancı dil öğretmek için bile sözlük şiirden oluşurdu. Şiir akılda kalıcıdır, unutulmaz. Şiir sözün gök kubbe içersinde yaşamasını sağlar. Divan şiiri dediğimiz şiir de tüm geleneğimiz, dinimiz, törelerimizdi.
Biz ilkokulda şiirleri, ezberlediğimiz şiirleri olduğu gibi hatırlarız ama düz
yazı şeklinde öğrendiğimiz şeyleri iki gün sonra unuturuz. Söz’ün bir üst seviyesi de hadistir. Peygamberimizin sözlerinin hadis olabilmesi içinde, insanlığa ve insana bir tavır biçmesi gerekir. Hadis şiirlerden daha önemlidir. Hadislerin bir üst katmanı ise Kelam’dır. Kelam
ruh demektir, kelam
kitap demektir, Kelam Allah (c.c) katındaki söz demektir” dedi.
“SESİMİZİ YÜKSELTMEK DEĞİL, SÖZÜMÜZÜ YÜKSELTMEK MARİFETTİR”
Söz’ün alt katmanlarını da sıralayan İskender Pala, “Bizler söz’ün üst katmanlarını ıskalayarak, alt katmanlarını yaşıyoruz. Söz’ün bir alt katmanı laf’tır, yani çer çöptür. Söz’ün diğer alt katmanları küfür ve kişiyi toplum içersinde mahcup etme mesela lakap takmadır. Divan şiiri dediğimiz şey, şiir biçiminde konuşan, şiir biçiminde şakalaşan, katmanı yükselten bir durumdur. Kelam’dan küfre bu toplum nasıl geldi, bir el bizi hemen değiştirdi mi? Gençlere bakınca bundan sonraki yaşantımızın laf ile geçmeyeceğine inanıyorum. Sesimizi yükseltmek değil, sözümüzü yükseltmek marifettir. Sesini yükselterek konuşanlar sadece karşılarındakini uzaklaştırırlar. Sözümüz güzel olursa fısıldaşarak konuşsak bile sizi dikkatle dinlerler” şeklinde konuştu.
“Söz ola kese savaşı”
Divan şairlerinden ve şiirlerinden örneklerde veren, açıklayan İskender Pala, sözlerini şöyle sürdürdü; “Divan şiiri bizim ta kendimizdir, ama onu bizden uzaklaştırmak için bize, ‘divan şiiri halktan uzaktır’, dediler. Bize sadece sarayda birtakım kişilerin dalkavukluk yapmak için kullandığı dildir dedikleri Divan şiiri aslında çok
zengin ve katmanları olan bir dildir. Söz söylemek için gönül aynanız saf olması gerekir. Gönlünün üstüne kat kat çizik çizik atılmışsa söz söyleyemezsiniz. Gönül ehli olmamız gerekiyor. Gönül ehli olmamız gerekiyor. Gönül ehli, konuşmaya gerek duymadan bakan ve bakınca konuşan kişidir, insanlara örnek olan kişidir. Tavırlarıyla hareketleriyle konuşan kişidir.”
Başakşehirlilerin ilgiyle takip ettikleri söyleşinin sonunda Başakşehir Belediyesi Başkan Yardımcısı Haluk Dikbaş, gecenin anısına İskender Pala’ya çiçek takdim etti. Pala,
gece de kitaplarını da imzaladı.