Cübbeli Ahmet Hoca, "Malum bir düğünümüz oldu, kızımızı evlendirdik. Bu hususta ileri geri yorumlar olduğu haberini aldım. Bir açıklama yapma zorunluluğu hissettim. Benim açık sözlü olduğumu, hakkı söylemekten imtina etmediğimi bilirsiniz. Tabii
biz erkek tarafı değiliz. Düğünün tertibi
erkek tarafına ait idi. Onlar da ellerinden gelen en mükemmeli olsun diye gayret ettiler. Benim müdahale edemediğim durumlar oldu. Tesettür şekilleri farklıdır fakat bizim şehir kılığında çarşaf kullandığımızı biliyorsunuz. Tabii laf geçmiyor. Kızlarımızın bazısı çarşaf giyiyor, bazısı giymiyor. Beceremedik aciz kaldık. Mum dibine ışık vermez misali,
insan kendi çocuğunu yönetmekten aciz kalıyor. Bu düğünde dedik
kadın erkek ayrı olsun. Bunu şart koştuk. Tamam dediler. Fakat bizim kızın bu şekil
gelinlik giymesinden asla razı olmadım. Dua etmeye çıktım fakat o tarafa bile dönmeden sırtımı vererek mahmur şekilde dua etmek durumunda kaldım. Yağmur nedeniyle
düğün dışarıda olamayınca son dakika içeri alındı. Ben tabii pek takip edemiyorum. Hadisi şerifler okundu, Kuran-ı Kerim tilaveti oldu. Kaside ve ilahiler okundu. Fakat yorumlar iftira boyutuna varacak kadar. Kokteyl mi varmış,
içki mi varmış gibi haşa. İçki olur mu Allah muhafaza. Tabii fitneciler durmadı. Kızımın
gelinlik giymesinden de rahatsız oldum, nikahın orada kıyılmasını da istemedim ama sözümüz tutulmadı. Yani diyeceğim
biz aciz kaldık. Ben bir kızın
gelinlik giymesine asla razı olmam, kızım da olsa bu yanlıştır"" dedi.