"Bugün bölgede yaşanan
yıkım çatışmalar ve ölümler için
biz ağlarken, Türkiye’nin batısının yüzde 50-60’ı yaşananlar için ‘oh olsun’ diyor. Bu gerçeği unutmayalım ve gözümüzü bu gerçeğe kapatmayalım.
Biz Ankara’daki parlamentonun Kürtlerin, Türklerin, Arapların, Farsların ve ne kadar halk varsa hepsinin parlamentosu olmasını isterdik. Hem Anadolu’nun, hem Mezopotamya’nın, hem Kürdistan’ın ve hem de Türkiye parlamentosu olmasını isterdik. Hepimizin çatısı olsaydı. Ancak, o kapı Kürtlere kapandı.
Biz şimdiye kadar aynı evde, aynı çatı altında bir
yaşam sürdürelim istedik. İnsan bir evde birlikte yaşayamıyorsa insanlar bana göre komşu olsa daha iyidir. Şimdi durum komşuluğa doğru gidiyor.
Bu yaşanan
yıkım ve zulüm iyi bir komşuluğa vesile olsun o
zaman Bu zor bir şey değil. Katalonya’da halk referanduma gidiyor. Birlikte mi yaşayalım yada komşu mu olmalım diyorlar. Yine İskoçya’da insanlar sandığa gidiyor aynı konu ile ilgili. Eğer yaşamı bizimle kardeşçe paylaşmak istemiyorlarsa bende bu halkın bir hizmetkarı olarak halkımızı yanlış bir
umut vermek istemiyorum. Son günü ve saniyeye onurlu ve kalıcı bir barış için, katliamın durdurulması için mücadelemizi güçlendirerek sürdüreceğiz.