"Hasan'dan çok korkuyordum. Çete liderliğinden arandığını duyunca polisle işbirliği yapıp, ondan kurtulmak istedim. Polise gidip her şeyi anlattım.
Polis de benden Hasan'ın evden çıkış saatlerini ne yaptığı konusunda bilgiler istedi. Can güvenliğimin olmadığını söyledim. Polisler beni koruyacaklarını söylediler. Azrail'i bekleyen ölü gibiydim. Kendisini polise ihbar ettiğimi öğrendiğini düşünüp, canımı ne
zaman alacağını bekliyordum. Nabzını yoklamak için olay günü aradım nerede olduğunu sordum. 'Bekle geliyorum az kaldı' deyip telefonu yüzüme kapattı. Eve geldiğinde 'seninle konuşacaklarım var' dedi. İçimden bittim ben dedim. Yatak odasına girip soyundu silahını da yastığın altına koydu. Ben sürekli vakit geçirmeye çalışıyordum. Yatak odasına girdiğimde kapıyı kilitledi ve önüme bir valiz attı. Hazırlanmamı, 3
kadın ile birlikte Antalya'ya gideceğimizi söyledi. Karşı gelince de saçımdan tutup, üzerime çıktı. Boğuşurken yana
düşünce silahını aldım ve
ateş ettim. Hayatımda hiç
silah kullanmamıştım.
Yaşam mücadelesi verirken kaç el
ateş ettim, bilmiyorum. Öldürmek için
ateş etmedim. Öldüğünü bile sonradan öğrendim. Yaşamak için mücadele ettim. Karar verirken, beni bir yakınınız, kızınız yerine koyun lütfen"