Diyabetle mücadelede ülke olarak kararlılığı göstermek, diyabetin önlenmesine, erken teşhisine dikkat çekmek ve bundan sonra atılması gereken adımları tartışmak üzere TBMM
Sağlık Aile Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanı Necdet Ünüvar’ın moderatörlüğünde Meclis’te düzenlenen “Türkiye’de Diyabetle Mücadelenin Dünü, Bugünü ve Geleceği” konulu panele katılan TBMM Başkanı Cemil Çiçek, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularına cevap verdi.
Çözüm sürecinde gelinen nokta ve
terör konusuna değinen Çiçek, daha önceki yıllarda bu yönde yaptığı açıklamaları hatırlatarak, bugün gelinen noktanın o açıklamalarla örtüştüğünü belirtti. Terörün bir devlet sorunu olduğunu söyleyen Çiçek, “Terör konusu Türkiye’nin hükümetleri aşan en önemli konusudur. Bu bir devlet sorunudur. Meseleye böyle bakmamız gerekir. Böyle bakamadığımız için bu tartışmalar yapılıyor. Böyle bir sorunun çözümü Türkiye’nin geleceği açısından geciktikçe yeni gaileler başımıza açılıyor. Türkiye bu sorunu
kendi imkan ve kabiliyetiyle çözecektir. Başkalarından destek beklemeye gerek yok, onlar çözmek için değil daha da karıştırmak için bu sürece dahil oluyorlar” dedi.
Terörün başka ülkelerin politikalarının bir enstrümanı olduğunu kaydeden Çiçek, “Bir ülkeye belli bir politikayı empoze etmek istiyorsanız, belli isteklerinizi kabul ettirmek istiyorsanız burada kullanılacak en uygun enstrüman
terör örgütleridir. Türkiye bunu o kadar çok yaşadı ki, halen dış bağlantısını dikkate almadan
terör meselesine bakmaya ve tartışmaya çalışıyoruz” diye konuştu.
Sürecin kamuoyu önünde sürdürülmesi gereken yanları olduğunu, bunun yanı sıra dar kadrolarla konuşulup, neticelendikten sonra kamuoyuna bilgi verilmesi gereken yönleri olduğunu ifade eden Çiçek, “Açık olarak toplumda konuşulsun deriz ama
insan organlarının da hepsi açıkta değil. Bu süreci başarı ile götürmüş ülkelerde herkesin konuştuğu, her sıfat sahibinin
terör konusunda mütalaa sürdürdüğü bir süreç olarak bu mücadeleyi sürdürmedi. Bunun en iyi örneği İngiltere’dir. 10 sene terörle mücadele için çaba sarf edildi, bilenlerin sayısı birkaç kişiyi geçmedi. Maşallah bizde herkes konuşuyor” şeklinde konuştu.
Çiçek, 6-7 Ekim olaylarının sıradan bir olay olmadığını, hangi gelişmelerin sonucunda kimin ne dediğine ve ne yaptığına, daha sonra bu olayların neden meydana geldiğine bakılması gerektiğini söyledi.
“MUHATAPLAR BELLİ”
Son gülerde yaşanan “Dersim özrü” tartışmalarına ilişkin sorulara cevap veren Çiçek, “Bu çağrılar yapıldı, muhatapları da belli. Bir şeyler yapılacaksa bir defa muhataplarının bu konuda bir karara varmaları lazım. Ben bugüne ve geleceğe bakmayı şahsen tercih ederim. Gelecek için bugünden planlanması gereken birçok
iş var. Ben bunlarla uğraşmayı tercih ediyorum. Geriye dönük olaylardan da elbette planlama yapacaklar, geri dersleri çıkartırlar, çıkartmamız da gerekiyor. 2015 yılı Türkiye açısından önemli bir yıl. Türkiye aleyhine karalama kampanyasının tüm dünyada sürdürüldüğü yıl. Burada da hedef kurumlar, parlamentolardır.
Biz parlamentolara diyoruz ki, siz uluslararası bir
mahkeme değilsiniz,
bilim kurulu değilsiniz, bugünün ve geleceğin inşası için çaba sarf etmeniz lazım. Ben hala o noktadayım. Türkiye parlamentosunun da gelecek için çaba sarf etmesi gerektiğini düşünüyorum” açıklamasında bulundu.
“İHTİYAÇ VARSA BAKMAK LAZIM”
Yeni bakanlıklar kurulması yönünde yapılan tartışmalara da değinen Çiçek, “Bazı ülkelerde İçişleri Bakanlığı ayrıdır, Kamu Düzeni Bakanlığı ayrıdır. Bu bir ihtiyaç meselesidir. Türkiye’de de belli konular gündeme geldiği
zaman hemen bir bakanlık kurmak akla gelir. Bir de ‘Maden Bakanlığı kuralım’ deniliyor, geçmişte yazılanları söylüyorum, ‘Esnaf Bakanlığı kuralım’ deniliyordu. Bir konunun bakanlığı vardır diye her
iş iyi gidecek diye kestirme bir yol yoktur. İçişleri Bakanlığı daha çok nüfus, vatandaşlık, belediyeler, kamu idaresi işlerine bakıyor, bir de Kamu Düzeni Bakanlığı var, ihtiyaç varsa bakmak lazım” dedi.
Çiçek, gazetecilerin sorularına cevap verdikten sonra “Türkiye’de Diyabetle Mücadelenin Dünü, Bugünü ve Geleceği” konulu panele katıldı, panel öncesinde kan şekerini ölçtürdü.