Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Avusturya İslam Cemaati (İGGİÖ) Başkanı Dr. Fuat Sanaç Viyana’daki kurumunun merkezinde Avusturyalı ve Türk medyasına yönelik düzenlediği
basın toplantısında Avusturya’nın yeni çıkaracağı “İslam Yasası“ tasarısına karşın önemli açıklamalarda bulundu. Fuat Sanaç açıklamasında, “İslam yasasının yenilenmesi ve modernize edilmesi ihtiyacımızı anlattık. Neticede İslam Yasa tasarısından memnun olmadığımız anlattım. Çünkü bunun tamamen eşitlik ilkesine aykırı olduğunu demokrasi ve
insan haklarına da aykırı olduğunu ifade ettim. Bizim şu andaki kanunla yazılmış maddeler diğer bütün cemaatlerin kanunlarında yoktur. İkincisi günlük olaylardan etkilenerek yüz yıllık projeyi akamete uğratamaz. Bir madde daha eksik olsa yanlış olsa buradaki Müslümanlar bununla yaşamak zorunda kalacaklar. Müslümanlar burada huzursuz olduğu ve mutsuz olduğu
zaman bütün toplumun mutlu olması mümkün değildir. Bunu bütün ülkelerde yaşıyoruz. Bu toplumsal bir hadisedir. Komşularımız ağlarken
biz gülemeyiz. Demokratik bir ülkede yaşıyoruz. Avusturya’nın
din özgürlükleri konusunda çok
eski bir geçmişi var. Örnek olarak kabul ediliyoruz. Bir ülkede İslam tanınmamışsa orda hakların tam olarak alınması mümkün değil. camilerimi okullarımı var bu kanunla haklarımızı geriye gideceğini ve devamlı problem olacağını bütün yetkililere söyledik” dedi.
Farklılıklardan doğan meseleleri de ele aldıklarını belirten Sanaç, “Bu İslam kanunu yenilenmesi olması gerekiyor fakat diğer cemaatlerde yani Alevi ve Şii cemaatlerinin kurulmasıyla bu çatı altına getirilecek. Bu cemaatlerin bir çatı altına gelmesi demek bir evin içinde aralarında çok farklı olan ailelerin yaşamasıdır. Bu farklılıklardan doğan meseleleri
biz yaşadık. Orduda yaşadık. İslam Cemaati Boşnaklar için yapılmıştı. Sonradan kurulan cemaatlerin İslam Kanunu değil de kendilerine has ihtiyaçlarını giderecek şekilde bir kanun yapılması gerekiyor. Şimdi mesela
biz imam
eğitim diyoruz. Alevilikte de
eğitim var mı? Yok. Üniversitede nasıl yetiştireceğiz? Veya bu nedenle ayrılması gerekir. Bu son derece basit. Bu yasadan Aleviler ve Şiiler memnun. Onlar memnunsa bizde onların memnun olmasından memnunuz. O
zaman kanunu başlığını değiştirsinler Alevi ve Şii Kanun desinler, onlara ait olsun. Bütün problemlerin başında bu geliyor. İlk beş madde sadece çoğul konuşulduğu için çoğula hitap ettiği için İslam Kanunu dini cemaat değil, dini cemaatler için yapıldığını izah ettiği için konulmuş. o maddelerin bir kaçı kesinlikle bizimle ilgili değil. Olmamasına rağmen kanun içerisinde yer alıyor. Bu da bizi rahatsız ediyor ilerde tekrar problemler çıkabilir. Onun için İslam kanun tekrar masaya koyup bunu üzerinde tartışıp yeniden modern hale getiririz üç beş tane bize vermeleri gereken haklar var. Bayramlar
din görevlileri, fazla bir şey istemiyoruz. Verilen hakların garanti altına alınmasını istiyoruz.
Biz bu devletle anayasa değişikliği yapıyoruz.
Biz devlete diyoruz ki
biz bu tasarıya bu şekliyle evet demiyoruz. Ayrı İslam cemaat kanunu çıkmasıdır. Tasarının yanlışlıkla yapıldığını düşünüyoruz. Kötü niyetle yaptıklarını düşünmüyoruz. Bir kaz oldu bu kazayı düzeltebiliriz” dedi.
İGGİÖ Kurumun Avukatı Ümit Vural ise açıklamasında, “İslam Yasa tasarısına ilişkin mütalaamızı hükümetin ilgili birimlerine paylaştık. Bu mütalaalarda İslam Cemaatini bu tasarıyı bu şekliyle kabul etmediğini ifade etti. Mütalaamızı 3 ana noktada toplayabiliriz. Birincisi yıllardan beri mevcut olan varlığın ispat etmiş İslam Cemaati yeni oluşacak cemaatlerle aynı yasal düzenleme altında toparlanıyor olmasını doğru bulmuyoruz. Dolayısıyla tıpkı Katolikler, Protestanlarda Yahudi cemaatinde olduğu gibi İslam Cemaati için ayrı bir yasal düzenleme gelmesi lazım. Temel olarak bu taslak kabul edilmiyor. Çünkü bu taslaktan İslam Cemaatini yanı sıra yeni oluşacak İslami camiaların düzenleniyor. Bu kabul görmüyor. İslam cemaati
kendi ilişkilerini
kendi hak ve hukukunu ifade eden bir yasal düzenleme istiyor. İkincisi taslağın bir çok yerinde anayasa aykırı maddeler görüyoruz. Eşitlik ilkesine aykırı, devletin bağımsızlığına, bütün dinlere aynı mesafede olma durumuna aykırı olan, dini teşkilatların içlerine müdahil olma durumunu beraberinde getiren ve
din özgürlüğü ile bağdaşmayan maddeler var. Dolayısıyla eşitlik ilkesine bahsedersek eğer başka kanunlardan başka bir uygulama öngörüyorsa bunun gerekçelendirilmesi önemli. Bu açıklamayı da göremiyoruz. Dolayısıyla birçok maddenin anayasaya aykırı olduğunu söyleyebiliriz” dedi.