Morales, Cubavision yayın kuruluşuna verdiği röportajda, ABD'nin Latin Amerika'nın ve Karayiplerin kontrolünü yeniden ele geçirmek istediğini ve bu sebeple özellikle Güney Amerika'daki bazı ülkelerde hükümetleri
kendi sistemine köle ederek varlığını sürdürmeyi planladığını ileri sürdü.
Gelişen Latin Amerika ülkelerinin, itibarsız bir kampanya ve istikrarsızlıkla karakterize edilmiş bir savaşla karşı karşıya olduğunu söyleyen Morales, "Bu, bazı ülkelerde uyanış çağrısı ve Karayipler ile Latin Amerika devrimleri için demokratik, kültürel şartların olgunlaşması adına kalıcı bir müzakerenin başlangıcı olmalı." ifadesine yer verdi.
Morales, "İş, sosyal yardımları ortadan kaldırmaya ve devleti küçültmeye geldiğinde, bu tepkiye neden olur dolayısıyla ABD'nin bu ülkelerde oligarşileri, sağcı muhafazakar partileri kullanarak amacına ulaşabileceğini sanmıyorum." şeklinde konuştu.
Geçen hafta Küba'yı ziyaret eden Morales, Devlet Başkanı Raul Castro ve
eski Devlet Başkanı Fidel Castro ile bir araya gelmişti.
Morales, geçen ay,
medya ve yargının saldırısı altında olduğu gerekçesiyle
eski Arjantin Devlet Başkanı Cristina Fernandez de Kirchner'e, Brezilya'da geçici olarak görevden alınan Devlet Başkanı Dilma Rousseff'e ve
eski Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva’ya destek verdiğini belirtmişti.
Morales, Latin Amerika ülkelerinde
ABD tarafından sağa dönük yargı ve
meclis darbesi metotlarına başvurulduğunu söylemiş ve Brezilya’da Lula da Silva ve Rousseff’e, Arjantin’de de Kirchner’e yönelik aynı planın uygulandığını ifade etmişti.
Bölge ülkelerindeki orduların daha önce olduğu gibi darbe konusunda ABD’ye destek vermediklerini vurgulayan Bolivya lideri, ABD’nin
medya kampanyaları,
meclis ve yargı darbeleriyle hükümetleri zayıflatmaya çalıştığını söylemişti.