Niyaz Şaban,
sınav için gittiği Halepten Kobaniye geri dönerken yolda IŞİD tarafından kaçırılan 200 Kürt çocuğundan biri... 15 yaşında 5 ay IŞİDin elinde esir kaldıktan sonra 29 Ekim 2014 tarihinde serbest bırakıldı. Niyaz, IŞİD esaretini, "IŞİD bize sürekli kafa kesme görüntüleri izletip, bunlar kafir, ölmeyi hak ediyorlar diyordu. Dört arkadaşımız bu videoları izlerken psikolojik sorunlar yaşadı. IŞİD üyeleri arkadaşlarımızı Kuran ayetleri okuyarak tedavi etmeye çalıştı. Kaçma girişiminde bulunan arkadaşlarımıza
işkence ettiler. Onları
araba lastiğinin içine koyup bağladılar. Günlerce lastik içinde bağlı kaldılar" sözleriyle anlatıyor. 5 AY ESİR KALDIK Liseye giriş sınavı için Halepe gittiklerini ve sınavdan sonra Kobaniye dönerken yolda kaçırıldıklarını söyleyen Niyaz Şaban yaşadıklarını şöyle anlattı: "8. sınıfa gidiyordum. Liseye başlamam için sınava girip kazanmam lazımdı. Ancak
sınav yerim Halepteydi. Öğretmenlerimizle beraber yaklaşık 400 kişi 15 Mayısta Kobaniden Halepe gitmek için yola çıktık. IŞİD üyeleri yolumuzu kesti. Sınava gittiğimizi söyledik. Bize, Halepten dönerseniz sizi tutuklarız dediler. Yaklaşık 10 gün Halepte kaldık. 29 Mayısta Halepten konvoy halinde yola çıktık. Kobaniye 70 kilometre uzaklıkta Mumbuc köyünde IŞİD yolumuzu kesti. Bize arabadan inmemizi söylediler. O sırada arkamızda kalan dolmuşlar Halepe kaçtı. En büyüğümüz 17 yaşındaydı. IŞİD üyeleri kızları ve erkekleri birbirinden ayırdı. Kızları serbest bıraktı. Geriye kalan 150
erkek öğrenciyi bir camiye götürdü. Saat gecenin 11.00ine geliyordu. Bize, "Yolda çatışma var. Bu saatte Kobaniye gidemezsiniz. Yarın sizi serbest bırakacağız" dediler. O
gece bir camide kaldık. Ertesi gün bizi bir okula götürdüler. Okulda bize YPGnin elinde yaklaşık 100 IŞİD üyesinin olduğunu ve bizi takas için kullanacaklarını söylediler. Yaklaşık 5 ay o okulda kaldık." KAFA KESME VİDEOLARINI İZLETİYORLARDI' "15 kişi aynı odada kalıyorduk. Başlarda bize çok az
yemek veriyorlardı. Ancak sonraları bize düzenli
yemek vermeye başladılar. Okulun kapısında IŞİD üyeleri sürekli nöbet tutuyorlardı. Arada bir okulun bahçesine çıkıp
oyun oynamamıza izin veriyorlardı. Ancak bazı arkadaşlarımız kaçmaya çalışınca artık bahçeye çıkmamıza izin vermediler. Her gün birileri gelip bize namaz kılmayı öğretiyordu. Bize kendileriyle ilgili dersler vermeye başladılar. Müslümanların yaşadığı ülkeler şeriatla yönetilmiyor. Onlar Kurana göre değil anayasalara göre yönetiliyor. Ancak bizler Kurana göre yaşıyoruz. Gerçek Müslümanlar biziz diyorlardı. Bazı derslerde bize zorla kafa kesme videoları izletiyorlardı. Videolarda insanlara
işkence ettiklerini görüyorduk. Bunları neden yapıyorsunuz? diye sorduğumuzda, Bunlar kafir ölmeyi hak ediyorlar diyorlardı. O videoları izlerken dört arkadaşımızın psikolojisi bozuldu. Onlara cin çarptığını söylediler. Kuran ayetleri okuyarak onları tedavi etmeye çalıştılar. ARABA LASTİĞİNİN İÇİNE KOYUP BAĞLIYORLARDI'Kürtçe konuşmamız yasaktı. Bize Kobaniye saldırdıkları takdirde bir haftada alabileceklerini söylüyorlardı. Sonra da Kobaniye saldırdılar. Çok kötü bir durumdaydık. Büyük olan altı arkadaşımız kaçmaya çalıştı. Birini yakaladılar. Sonra da 13 kişi daha kaçmaya çalıştı. Onlardan da üçünü yakaladılar. Kaçmaya çalışanlara
işkence ediyorlardı. Onları
araba lastiklerinin içine koyup bağlıyorlardı. Günlerce onun içinde kalıyorlardı. Sürekli dayak yiyorduk. Bazı çocukların vücudu dayaktan mosmor olmuştu. YPGnin Kobanide verdiği direnişin IŞİDin imajını zedelediğini söylüyorlardı.
ABD bombardımanları olmasaydı Kobaniyi alabileceklerini söylüyorlardı. Hastalandığımızda bizi hastaneye götürüyorlardı. Hastanede
kadın IŞİD üyeleriyle tanıştık. Onlar da Avrupadan gelip IŞİDe katıldıklarını söylüyorlardı."CİHAT İÇİN BİZE KATILIN "Bir gün bir grup IŞİD üyesi yanımıza gelip bizi takas edeceklerini söyledi. Bizi arabalara binip bir yere götürdüler. Ancak takas gerçekleşmedi. Tekrar Mumbuca geldik. Birkaç gün sonra bir IŞİD komutanı geldi ve bize, ABD bizim kaldığımız binaları vuruyor. Burayı da vurabilir. Bizimle kalıp cihat için savaşın. Ancak isteyen olursa serbest bırakırız dedi. Serbest kalmak istediğimizi söyleyince, Sizi serbest bırakacağız. Ancak gidin ve ailenizi İslama davet edin. İstediğiniz
zaman sınırı geçip bize katılabilirsiniz dediler. 29 Ekimde bizi serbest bıraktılar. Mumbucta teyzemin evi vardı. Bir
gece orada kaldım. Daha sonra akrabalarımla beraber Kilise geçtim. Kaçakçılarla beraber Türkiye ye giriş yaptık. Arkadaşlarımın bir kısmı Antepte, bir kısmı Urfada bir kısmı da İstanbul a kalıyor. OĞLUNU GÖZÜNÜN ÖNÜNDE KESERİZ Esir olduğu dönemde oğlunun kurtarılması için YPG ile görüştüklerini söyleyen
baba Şaban Bek ise yaşadıklarını şöyle aktardı: "Oğlum kaçırıldığı
zaman Kobanideydim. Onu görmeye gidemezdim çünkü beni de esir alabilirlerdi. Annesi Niyazı görmek için Mumbuca gitti. Ona, bir daha buraya gelirsen oğlunu gözünün önünde keseriz demişler. Çocukları kaçırılan aileler olarak YPG güçleriyle görüştük. Onlar da çocukların kurtulması için takas yapmayı kabul ettiler. İki kez takasın yapılacağı bölgeye gittik. Ancak takas gerçekleşmedi. 29 Eylülde de Kobaniden buraya geldik. Oğlum serbest kaldığı için çok mutluyum. IŞİD tehlikesi ortadan kalkmadığı sürece Kobaniye dönmeyi düşünmüyoruz."RADİKAL