"Canımın Parçası Sultanım,
Sana kavuşabilmek için sabahlara kadar dua etmekteyim. İçimi yakan dudaklarına bir daha dokunabilir miyim diye avazım çıktığı kadar Allah'a yalvarmaktayım. Biliyorum şu an Allah adına seferdesin. Zafer kazanmak ve cihadı yüceltmek için yollardasın. Muvaffak olmanı dilerim. Fakat sana kavuşmak en büyük dileğimdir. Sen gamlı kederli yüreğimin tek ilacısın. Gönlüm ancak senin yanında huzur bulabilir. Bu kölen sinesinden fışkıran özlem dolu yüz binlerce yanık yakarışı sana arz eder. Bu çaresiz kulun sana karşı en ufak bir kusur işlemişse
kıyamet günü Allah bunun hesabını sorsun. Benim yüzümden en ufak bir üzüntüye düştüyseniz rahatım zahmete varlığım yokluğa ve sağlığım hastalığa çevirilsin. Eğer böyle bir şey yapmışsam kahrımdan perişan olup inim inim inlemek bana revadır.
Tek dileğim size tekrar kavuşmaktır. Size kavuşmuş olmaya ömrüm canım her şeyim
feda olsun. Yeter ki sizi yeniden görmek müyesser ola. Allah'tan dileğim sizi benden hiç ayırmamasıdır. Sizin ömrünüze benim ömrümü de katsın ki Hak emrinin bizi ayırdığına şahit olmayayım. Yusuf yüzlü sultanım benim yüzümden asla keder çekmesin. Çektiğim
ayrılık acısını anlamak isteyen varsa Yusuf Peygamber kıssasını okusun. O
zaman bana hak verirler. Mübarek yüzünüzü tekrar görmek arzusuyla çektiğim ıztırabı bu kalemler ifade etmeye kafi gelmiyor. Şu an derdimi tam olarak anlatmaya hiçbir şey muktedir değil. Çektiğim acıları ancak sizden gelecek bir
haber ağzınızdan çıkacak bir küçük söz dindirebilir. İşte ancak o
zaman Allah'a sonsuz şükürler sunarım. Sizden gelen mektuplar sevinçten beni ağlatıyor. Çünkü o mektuplarda gönlümü alan sözleriniz var. O sözlerle içimi süslüyor ve gönlümü arzuladığım her şeyi bulacağım bir hazineye çeviriyorsunuz.
Benim gözümün nuru sultanım hiçbir gecem yoktur ki
ayrılık acısıyla çıkardığım ahlardan
dünya yanmasın hiçbir günüm yoktur ki yüzünüzü hatırladıkça attığım feryatlardan yıldızlar parçalanmasın. Gündüzümü geceye çevirdin ey ay yüzlüm senden ayrı kalmak çok zor ah bu
ayrılık vah bu
ayrılık Biliyorsunuz ben ancak dolunay gibi aydınlık saçan ışığınızla saadet bulabilirim. Ben güneşinden uzak düşmüş bir
yıldız gibiyim sizden uzaktayken. Sizden ayrı kaldığımda hiç ışığım kalmıyor. Biliniz kisizden uzakta çok müşkil durumdayım sultanım. Yüreğime düşen dert çok ağır sultanım.
Benim sultanım
ayrılık acısını ne kadar anlatsam bitmez. Siz de bu kulunuzu mektupsuz bırakmayınız. Hiç olmazsa birkaç satır kelmanızla avunurum. Elbette size daha çok şey yazmak muradındayım. Fakat bu kadarına gücüm ancak yeter. Sizden gelen mektubunuz okunduğunda ben dahi gözyaşları içinde kalıyorum. Oğulların Selim ve Abdullah da bu halime
kendi gözyaşlarıyla eşlik ederler. Saray halkının ve oğullarının sana çok selamları vardır. Mektubunuzda vezirlerinizden birine küskünlüğüm olup olmadığını sorarsınız. Bu konuda bir kerecik beni dinlerseniz gerçeği anlarsınız. Paşa kullarınıza da selamlar ederim. Ayrıca size eşlik eden oğlunuz Mustafa'ya da selamımı iletiniz. İki dünyada da huzur bulmanız dileğiyle.
Fakir ve hakir cariyeniz Hürrem."