90'ların Sonundaki Müzik Dinleme Alışkanlıklarımız
90’ların sonu 2000’lerin başı teknoloji henüz bu kadar gelişmemişken, şimdi ki gençlerin her şeyin kolayına istediği zaman istediği şekilde ulaşırken o dönem kuşağı gençler en sevdikleri şeyleri yapmak isterken bile ne eziyetler çektiler.
Gerçi şu an düşününce eziyet gibi gelen şeyler o zamanlar büyük keyifti ve zafere giden yolda çekilen çile kutsaldı. Mesela müzik dinleme alışkanlıklarımız. Ne kadar basit bir istek değil mi? Değil. O yıllarda değildi çünkü…
Tak kulaklığını aç istediğin müziği dinle işte, değil mi? Değil. Kasetler vardı o yıllarda. Her sevdiğimiz sanatçının kutulu kasetleri. Kimisinin odasında raflarca kolilerce yer kapladı o kasetler. Önce kimi dinlemek istediğimizi seçeceğiz. Öyle bir ona, bir ötekine atlayamıyoruz. Teype kimin kasetini koyarsak o çalacak. Başka birinin çalmasını da isteyebiliriz tabi ama efor sarfetmeliyiz. Onu çıkar onu tak falan…
Kaseti taktık şimdi oh istediğin şarkıyı dinle, değil mi? Değil. Tek tuşla istediğin şarkıya gitmek mi? Nasıl yani bu ne lüks? O yıllarda böyle bir teknolojimiz yoktu maalesef. İkinci sıradaki şarkıyı dinlemek istiyorsanız yine şanslısınız ama ya 8. sıradaki? Sar babam sar kaseti ileri, dakikalarca bekle başında. Arada durdur kontrol et gelmiş mi diye. E şarkıyı dinledik şimdi ya canımız tekrar en baştaki şarkıyı dinlemek isterse? Keşke istemese…
Teyp bozuldu diyelim. Kaseti ileri geri alamıyoruz. Ne yapacağız o zaman? Bize bir kalem lazım. Evet kaseti kalemle saracağız. Ama son şarkıya kadar gitmeyelim ne olur. Çünkü bu baya bir uzun zaman demek.
Peki yeni bir şarkı çıktı çok sevdik ve daha sanatçının albümünü alamadık da. Ne olacak ki? İstediğin zaman istediğin yerden dinle değil mi? Değil. Çünkü maalesef o zamanlar evet bu lüksümüz de yok. Boş bir kaseti teype takıp radyo kanallarını açıp pusuda beklememiz lazım. Lazım ki şarkı çıktığı anda başından hiç kaçırmadan hemen kasete kaydedelim. Onun da ses kalitesinden çok bişey beklememek lazım tabi Ne bass’lar mı dediniz? Bass mı? Neyse…
Sevdiğimiz video klipleri izlemek için bile müzik kanallarının önünde pusuya yatmanız gereken bir dönemden bahsediyorum. Düşünün ki youtube bile yok. Sevdiğiniz sanatçıyı öyle her istediğiniz zaman göremezsiniz. Pardon da siz kimsiniz yani? Haddinizi bilin.
Bazı müzik kanalları o şarkıcıya özel “weekend” yapardı. O haftasonu onun olurdu ve sürekli onun klipleri, onun konserleri yayınlanırdı. Sevdiğimiz sanatçının weekend’ine denk gelmek bizi çok mutlu ederdi çünkü doya doya onu görüp, onu dinleme şansına sahip olurduk. Daha da şanslıysak Konserini bile yayınlarlardı.
Tüm bu zor zamanları artık atlattık. Şimdi müzik platformları emrimizde. Şim her şey çok kolay. Örneğin Fizy var şimdi. İstediğiniz şarkıya istediğiniz zaman ulaşmanın yanı sıra diğer platformlardan farklı olarak canlı konserler, videolar hatta sanatçıların sadece orda bulabileceğiniz akustik çekimleri de var. O da yetmiyorsa modunuza göre şarkı seçebiliyorsunuz. Hadi onu da istemiyorsanız radyo kanallarını dinleyebiliyorsunuz. İşte zamanın geldiği güzel ve rahat nokta.